Uzun Tuvalet Süresi, Hareketsizlik ve Lif Eksikliği: Hemoroidal Hastalık Sessizce Yayılıyor

Hareketsiz yaşam tarzı, yetersiz lif tüketimi ve tuvalet alışkanlıkları hemoroidal hastalığın yayılmasına zemin hazırlıyor. Uzmanlar, 'basur' olarak da bilinen bu rahatsızlığın giderek genç yaşlara indiğini vurguluyor ve doğal tedavilere karşı uyarıyor.

Mayıs 8, 2025 - 10:21
Uzun Tuvalet Süresi, Hareketsizlik ve Lif Eksikliği: Hemoroidal Hastalık Sessizce Yayılıyor

Hemoroid nedir?
Hemoroid, toplumda yaygın olarak ‘basur’ olarak bilinse de aslında herkesin anatomisinde bulunan, anal kanal içindeki damar ve bağ dokusundan oluşan doğal bir yapıdır. Ancak bu yapının zamanla genişleyip sarkması durumunda ‘hemoroidal hastalık’ olarak adlandırılan klinik tablo ortaya çıkar. Atılım Üniversitesi öğretim üyesi ve Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Muharrem Öztaş, hemoroidin kaşıntı, ağrı ve kanama gibi belirtilerle kendini gösterebileceğini belirtiyor. Türk Kolon ve Rektum Cerrahisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Feza Yarbuğ Karakayalı da, ‘Hemoridim var’ demenin teknik olarak yanlış olduğunu, doğru ifadenin ‘hemoroidal hastalığım var’ şeklinde olması gerektiğini vurguluyor.

Gençlerde görülme sıklığı artıyor
Her ne kadar hastalığın net bir görülme sıklığına dair bilimsel veri bulunmasa da uzmanlar, son yıllarda özellikle genç bireyler arasında hemoroidal hastalık şikayetlerinde artış olduğunu gözlemliyor. Prof. Dr. Karakayalı, bu artışın hareketsiz yaşam, hatalı tuvalet alışkanlıkları ve sağlıksız beslenme gibi çağımıza özgü yaşam biçimlerinden kaynaklandığını söylüyor.

Nasıl önlenebilir?
Uzmanlar, hemoroidal hastalığın önlenmesinde kabızlığın engellenmesinin hayati önemde olduğunu ifade ediyor. Doç. Dr. Öztaş, “İnsanlar tuvalete zorlanmadan çıkmalı. Bu da yeterli lif, sıvı tüketimi ve hareketle mümkün olur” diyor. Lif bakımından zengin tahıllar, meyve-sebze ağırlıklı beslenme, bol su içme ve düzenli fiziksel aktivite bu noktada kritik rol oynuyor.

Hatalı tuvalet alışkanlıkları riski artırıyor
Uzun süre tuvalette oturmak, dışkılama ihtiyacı olmadığı halde bu alışkanlığı sürdürmek, tuvaleti ertelemek ve bu sırada telefon ya da gazete ile zaman geçirmek hemoroidal hastalığın başlıca risk faktörleri arasında yer alıyor. Uzmanlar, tuvalette geçirilen sürenin kısa ve doğal olması gerektiğini vurguluyor.

Tedavi seçenekleri neler?
Toplumda yaygın kanaatin aksine, hemoroidal hastalık tedavisinde cerrahi yöntemler ilk seçenek değil. Kabızlığın giderilmesi ve yaşam tarzı değişiklikleri genellikle ilk basamak olarak uygulanıyor. İlaç tedavisi ve gerekirse cerrahi müdahale de seçenekler arasında. Doç. Dr. Öztaş, “Ameliyat etsek bile nedenler devam ederse hastalık tekrarlar” uyarısında bulunuyor.

Doğal ürünlere dikkat
Piyasada çeşitli bitkisel yağlar, otlar ve karışımların ‘doğal tedavi’ adı altında önerildiğini belirten Prof. Dr. Karakayalı, bu tür yöntemlerin bilimsel dayanağının olmadığını ve bölgeye uygulanmasının zararlı olabileceğini ifade ediyor. Dr. Öztaş da yeterli ilaç ve cerrahi seçeneklerin mevcut olduğunu belirterek alternatif tedavilere yönelmeye gerek olmadığını vurguluyor.

Rektal kanama ciddiye alınmalı
Hemoroidal hastalığın önemli belirtilerinden biri olan rektal kanama, özellikle genç yaş gruplarında artan bağırsak kanseri vakaları göz önüne alındığında ihmal edilmemeli. Prof. Dr. Karakayalı, “20’li yaşlarda bile rektum kanseri görmek artık şaşırtıcı değil” diyerek, bu tür belirtilerin mutlaka doktor kontrolünde değerlendirilmesi gerektiğini ifade ediyor. Doç. Dr. Öztaş ise, 45 yaş sonrası kolonoskopi taramalarının rutin hale getirilmesi gerektiğini belirtiyor.


Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI