Erkekler Neden Daha Fazla Şiddete Başvuruyor: Evrimsel ve Sosyoekolojik Kökler

Dünya genelinde cinayetlerin büyük çoğunluğunun erkekler tarafından işlendiği bilimsel verilerle sabit. Peki bu durumun biyolojik ve sosyokültürel nedenleri neler? Evrimsel davranış kalıpları ve erkeklerin ebeveynlik stratejileri bu sorunun yanıtını vermeye yaklaşıyor.

Mayıs 14, 2025 - 08:57
Erkekler Neden Daha Fazla Şiddete Başvuruyor: Evrimsel ve Sosyoekolojik Kökler

Cinsiyetler Arası Şiddet Farklılığı Evrimsel Temellere Mi Dayanıyor?
İstatistikler, erkeklerin kadınlara kıyasla ölümcül şiddete çok daha fazla başvurduğunu gösteriyor. Cinayet faillerinin %95’inin ve kurbanlarının %79’unun erkek olduğu verilerle ortaya konulmuş durumda. Bu durum, avcı-toplayıcı toplumlardan modern ulus devletlere kadar her kıtada tutarlılık gösteriyor.

Araştırmalar, erkeklerin şiddete eğilimlerinin biyolojik kökenlerine işaret ediyor. Erkeklerin sperm üretimi gibi biyolojik faktörler nedeniyle daha fazla üreme potansiyeline sahip olması, onları eş rekabetinde daha agresif stratejilere yöneltiyor. Erkekler, statü kazanımı ve kaynak kontrolü için daha fazla risk alabiliyor; bu da şiddet davranışlarını daha sık hale getirebiliyor.

Şempanzelerden İnsanlara: Şiddetin Evrimsel Sürekliliği
Erkek şiddeti sadece insanlara özgü değil. Şempanzelerde dahi katillerin %92’si, kurbanların %73’ü erkek. Bu da erkeklerin saldırganlık eğilimlerinin evrimsel olarak kalıcı bir özelliğe sahip olabileceğini düşündürüyor.

Bununla birlikte, her erkek şiddeti doğrudan genetik bir zorunlulukla açıklanamıyor. Örneğin, bazı toplumlarda şiddete başvuran erkeklerin daha fazla eş bulabildiği gözlemlenirken, bazı topluluklarda ise şiddetin üreme başarısına etkisi bulunmuyor.

Ebeveyn Yatırımı ve Rekabet Stratejileri
Dişiler genellikle daha fazla ebeveynlik yatırımı yaparken, erkekler için üreme başarısı daha çok eş sayısını artırma yoluyla gerçekleşiyor. Bu durum erkekleri şiddete yönlendiren bir etken olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle memeli türlerinde erkek ebeveyn katkısının sınırlı olması, rekabete dayalı stratejilerin öne çıkmasına neden oluyor.

Toplumsal Düzen ve Şiddetin Azalması
Araştırmalar, güçlü bir hukuk sistemine ve devlet yapısına sahip toplumlarda şiddet oranlarının belirgin şekilde düştüğünü ortaya koyuyor. Yasal düzenlemeler ve kolluk güçlerinin varlığı, bireylerin şiddete başvurma maliyetini artırıyor ve teşvikleri azaltıyor. Bu nedenle, ölümcül şiddetin yaygın olduğu toplumlarda yapısal reformların etkili olabileceği değerlendiriliyor.

Davranış Ekolojisi Ne Diyor?
Davranış ekolojisi, erkeklerin agresif davranışlarını yalnızca genetik veya kültürel nedenlerle değil; sosyal, ekonomik ve ekolojik koşullarla birlikte değerlendiriyor. Örneğin, yüksek evlilik eşitsizliği bulunan toplumlarda erkekler arasında şiddet oranları artabiliyor. Aynı şekilde, kaynaklara erişim açısından dezavantajlı erkekler, üreme başarısı elde etmek için şiddeti bir strateji olarak benimseyebiliyor.

Kültürel ve Sosyal Faktörler de Belirleyici
Yalnızca biyoloji değil, sosyalleşme ve kültürel ideolojiler de erkeklerin şiddet davranışlarını etkiliyor. Bazı kültürlerde erkeklerin savaşçı rolü üstlenmesi bekleniyor, hatta bu doğrultuda genç erkekler belirli ritüellere tabi tutuluyor. Ancak bu kültürel öğeler bile nihayetinde üreme ve kaynak rekabetiyle ilişkili olabilir.

Şiddeti Azaltmak Mümkün Mü?
Evet. Araştırmalar, ölümcül şiddetin kültürler arasında büyük değişiklikler gösterdiğini ve sosyoekolojik koşullara duyarlı olduğunu ortaya koyuyor. Bu da, toplumsal şiddetin azaltılması için yalnızca bireysel değil, sistemsel müdahalelerin gerekliliğini vurguluyor. Eğitim, eşit kaynak dağılımı, güçlü devlet yapısı ve sosyal adalet mekanizmaları, erkek şiddetini azaltmada kilit role sahip olabilir.


Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI