Hiçlikten Varlığa Geçiş Mümkün mü: Evren Neden Var, Hiçbir Şey Olmaması Daha Mantıklı Değil mi?

Evren neden var sorusu binlerce yıldır soruluyor
İnsanlık tarihinin en eski felsefi sorularından biri olan 'Her şey nereden geldi?' sorusu, hala geçerliliğini koruyor. Antik Yunan’dan günümüze filozoflar ve bilim insanları, bu temel soruya yanıt bulmaya çalıştı. Yaygın bir yanıt, evrenin bir yaratıcı süpergüç tarafından yaratıldığı yönünde. Ancak bu yaklaşım, natüralist ve materyalist düşünce yapısına sahip bilim insanları ve filozoflar için tatmin edici değil. Çünkü bu açıklama, "her şey neden var?" sorusunu sadece erteliyor.

Doğa yasaları nereden geldi?
Modern bilime göre Evren, Büyük Patlama ile başladı. Ancak bu başlangıç noktası bile açıklanamayan yeni sorular doğuruyor: Doğa yasaları ve Evren’i oluşturan parametreler nereden geldi? Eğer doğa yasaları ezelden beri varsa, bu onların neden öyle olduklarını açıklamıyor. Bu tartışmalarda kuantum mekaniği, çoklu evren teorileri ve metafiziksel yaklaşımlar başrolde yer alıyor.

Hiçlik gerçekten mümkün mü?
'Hiçlik' kavramı da büyük bir tartışma konusu. Çünkü ne kadar soyutlamaya çalışılırsa çalışılsın, insanların hayal edebildiği her şey sonuçta 'bir şey'dir. 'Hiçlik' ise tanımlanamaz veya gözlemlenemez. Bu nedenle filozoflar arasında 'hiçlik' kavramı bile başlı başına sorgulanıyor.

Kuantum fiziği hiçlikten evren yaratabilir mi?
Bazı fizikçilere göre kuantum dalgalanmalar, hiçlikten parçacıkların ortaya çıkabileceğini ve dolayısıyla bir evrenin de bu şekilde oluşabileceğini gösteriyor. Ancak bu iddia, başlangıçta belirli yasaların var olduğunu varsayıyor. Bu da bizi yine ilk soruya götürüyor: Bu yasalar nereden geldi?

Matematiksel yapı ve soyut nesneler argümanı
Bir başka yaklaşım, evrenin kendisinin bir matematiksel yapı olduğunu savunuyor. Bu modele göre matematiksel gerçeklikler zaman ve mekândan bağımsızdır; bu yüzden evrenin varlığı da ezeli ve ebedi olabilir. Ancak soyut nesnelerin fiziksel dünyayı başlatabilecek nedensel güce sahip olup olmadığı tartışmalıdır.

Zamansız yasalar ve gözlemci etkisi
Bazı teorilere göre doğa yasaları, evrensel ve zamansızdır. Bu yasalar, Evren’i başlatmak için bir Tanrı'ya ihtiyaç duymayabilir. Hatta kuantum fiziğindeki gözlemci etkisiyle, geçmiş bile gözlemle değişebilir. Bu, 'gerçekliğin' gözlemle şekillenebileceğini ve hiçlikten varlığa geçişin bu şekilde mümkün olabileceğini gösteriyor.

Sıfır enerjili evren ve kuantum tünelleme
Kuantum tünelleme teorisi, evrenin toplam enerjisinin sıfır olduğu varsayımına dayanarak, hiçlikten evrenin doğabileceğini savunuyor. Bu teoriye göre pozitif madde enerjisi ile negatif kütleçekim enerjisi birbirini sıfırlayabilir. Böyle bir modelde, evrenin kendiliğinden oluşması doğa yasalarına aykırı olmayabilir.

‘Bilmiyorum’ demenin felsefi değeri
Bazı düşünürlere göre, 'neden hiçbir şey yerine bir şeyler var?' sorusu, cevapsız bir soru olabilir. Bu durumda yapılması gereken, bilinmezliği kabul edip daha somut ve çözüm üretilebilecek sorulara odaklanmaktır. Bu yaklaşım, felsefede 'katı gerçek' olarak tanımlanan açıklanamayan gerçeklikleri ön plana çıkarıyor.

Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI